18 Ocak 2012 Çarşamba

2011 Yazı

O kadar ara vermişim ki yazmaya arkadaşımın blog yazma sevdası beni de heveslendirdi. Bu yaz neler yapmadık neler.. Hemen hemen bütün yazı Tuzla Çamlıbelde'de annemin evinde geçirdik.  Apartmanda bir takım tadilatlar vs olunca onu bunu bahane edip uzattık da uzattık kalışımızı. Lara orda bir fidan gibi serpiliyor. Bahçe, temiz hava, havuz, güneş, organik sebzelerimiz, harika komşularımız, hayvanlar, müstakil ev yaşamının keyfi derken muhteşem oluyor onun için bu fırsat.  Barbaros ordan işe gidip geliyor bu süreçte. Akşamları onunla havuz sefaları gezmeler derken yolunu dört gözle bekler oluyordu.


Bahçemize sık sık gelen ve beslediğimiz bir sürü kedimiz var. Bir dolu da köpek özgürce geziyor sokaklarımızda. Bu harika çünkü onun hayvanları en az benim kadar sevmesini istiyorum. Hayvan seven insanların çok önemli bireyler olduğu inancındayım. Sürekli olarak arabalarımızın bagajında kuru mama taşıyoruz, böylelikle ihtiyaç sahibi hayvanlarla karşılaştıkça onları doyuruyoruz. Lara bunu bizden böyle gördü ve öğrendi.Artık o bizden önce farkeder oldu çevremizde gezinen ya da arabamızın altında gölgelenen dünya nimetlerini.


Bu da bahçemizde nerdeyse 20 senedir ikamet eden kaplumbağamız. Bu sene Lara ona isim koydu sonunda "Kozalak". Onu ilk gördüğünde yanında duran çam kozalağının bu konuyla ilgisi olduğundan süpheleniyorum..


Lara kozalak'a da kedilerimize baktığımız gibi iyi bakmaya çalışıyor. Taze otları burnunun dibine kadar koparıp götürdüğü oluyor ama bilmiyor ki Kozalak'ın aklı bizim bahçede yetiştirdiğimiz nefis domateslerde..


Lara kızaran domatesleri yeşeren ve büyüyen salatalık ve yeşil biberleri kahvaltı için bize toplamaktan büyük zevk alıyor.


Lara 1,5 yaşından beri kolluklarla kendi başına havuzda yüzebiliyor. Kendine güvenmesi hoşumuza gitse de suyla şaka olmayacağını çok iyi biliyoruz. Gölge gibi, çok dibinden olmasa bile 15 cm gerisinden ayrılmadan geçiriyoruz tüm yazı.. Bahçede bir havuzumuzun olmasının huzursuzluk vereceği aklıma hiç gelmezdi.


Çamlıbelde'nin en güzel avantajlarından beri airport - outlet konseptinde planlanmış Viaport'a 5 dakika mesafede olması. Akşamları bazen Barbaros'u orda karşılıyoruz bazen de o eve gelir gelmez atıyoruz kendimizi alışveriş ve eğlence dünyasına. 

Genellikle outlet mağazalar hazır yemek imkanının yanı sıra Lara yı en çok ilgilendiren kısımları oyuncak mağazaları at binme imkanı ve tabi lunapark. Bu sene bunlardan sık sık faydalandı.


At binmekten çok keyif aldı. Tek derdi kafasına oturtukları "Tok". Belli mi olur günün birinde bunu bir hobi olarak yapar.. 


Akşamüstü 5 çayları sırasında en büyük keyfi ananeyle oynamaya çabaladığı tavlası küçük hanımın..


Lara bu yaz bezine vedayı en keyifli biçimde yaptı. Yeri geldi havuz başında yeri geldi bahçelerde yapmayı öğrendi kolaylıkla. Havuzda yüzerken çişinin ya da kakasının geldiğini söyleyip lazımlığı havuzun en dibine kadar yanaştırma karşılığında yaşattığı çiş sahneleri aklımızdan gitmeyecek hiç..



Havuzun soğuk olduğu günlerde bebeğini kapıp küçükken (6 ila 9 aylıkken) yüzdürdüğümüz havuza bebeğiyle keyifle atlıyordu.


Mine Hala'nın bahçesinden bize armağan olarak gelen eski kaydırak soğuk günlerin en büyük avuntusu oldu diyebiliriz..


Unutmadan bir de bahçenin ağaçları arasına dedesinin getirip itinayla kurduğu çingene salıncağı var Lara'nın. Boyu büyüdükçe yükseltiyoruz mecburen.


Yağmurlu günler ayrı keyifli Çamlıbelde'de. İçinde mutlaka yağmurda şemsiyeyle gezinme ve komşularla çay saati içerdiği için ayrı sevdiriyor kendini..


Parmakarası terlikler ayağında olduğu sürece kim takar yağmurlu günlere :)

Lara Okullu oldu

Uzun zaman oldu oturup 2 dakika 2 satır yazamamıştım. Kızım okullu oldu, mutlu görünüyor hayatı uykusu düzene girdi. Geceler en geç 9:30 dedin mi yatıveriyor ve en güzeli de şıp diye uyuyor. Ben de mutluyum tabi. Kendime vakit ayırabilmek benim için yabancı bir duygu. Şükür diyorum hep aklıma geldikçe..
Lara artık dolu dolu 2 yas 8,5 aylık. Her anı muhteşem bir 3 kusur senedir birlikteyken artık kendi başımayım. Heyecanlıyım onu yapacağım bunu edeceğim diye düşünürken bir de baktım ki ateşlenip gelmiş eve. Komik gelmedi değil ama kıyamıyorum bugün 3. gün ve hala düşmedi atesi. Ama bomba gibi koşuşturmaya ve eğlenmeye devam ediyor.. 
Okulu çok seviyor bu beni çok mutlu ediyor. Yumuşak ve güzel bir başlangıç yaptık. Bunun için öncelikle  geçen Mayıs da 1 aylığına bahçelerinde oyun grubuna bıraktığım Fidem Çocuk Yuvası'na hem de şu anda devam ettiği Okyanus Çocuklarevi' ne ve tabi kendi yetiştirme tarzıma müteşekkirim.


İlk Ceza
Okulun ilk haftasında hemen ilk cezasını da aldı bizim hayta. Adaşı olan arkadaşı Lara ile birbirlerine tükürük püskürtürken çok eğlenen ve sonra bunu başkalarının üstünde de uygulamaya karar vermişken suçüstü yakalanan cüceler Lara'nın anlattığına göre öğretmenlerinden diger arkadaslarindan ayri sandalyeye oturma cezası almışlar. Okulla konuştuğumda bir ceza yaklaşımları olmadığını söylediler.Umarım yoktur..Hayırlı başarılar..

İlk Isırık
Bir yaşımıza daha girdik.. Dün bu kez okulda arkadaşı Kaan’ı ısırdığını haber verdi öğretmeni. Oynadığı oyuncağını izinsiz almaya çalışan arkadaşının uyardığı halde ısrarla elinden çekmeye çalışmasına dayanamamış sonunda dişlerini eline geçirivermiş. Çocuk ağlayınca da üzülüp ona sarılıp özür dilemiş. Başımıza neler  gelecek bakalım… Zavallı çocuğun annesini okul çıkışlarında görüyorum ve başım öne eğik..

Uzun - Kısa
Bu günün okul hikayesi: Lara okul dönüşü arkadaşı Demir in pipisi olduğunu söyledi. Sonra da Demirin pipisi kısa babamin pipisi ise uzun dedi.. Ve bunu öğretmeniyle paylaşmış ve o da onaylamış. Off daha neler duyacağız??? Ben o 21 yaşındaki dünya şekeri öğretmenin yüzüne nasıl bakacağım?












10 Ocak 2010 Pazar

Çıkarım senle her yola.


Toyota nın yeni reklam kampanyası için arabda uyurken birkaç fotograf çektim ama ne yazık ki ceptelefonundan çekilen fotolar cok kaliteli olmuyor.. İlgilenenler icin web adresi :


Lara Piyanoda



Lara'cığım babaannesinin piyanosunda pratik yapıyor. Umarım o da başarılı bir piyanist olur.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Orhan Veli yi hatırlamadan edemedim..


Umurunda mı dünya??

Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı…

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya!



Sere Serpe


Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;

Entarisi sıyrılmış hafiften;

Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;

Bir eliyle de göğsünü tutmuş.

İçinde kötülüğü yok, biliyorum;

Yok, benim de yok ama...

Olmaz ki!

Böyle de yatılmaz ki!


Orhan Veli Kanık

Best Mama Conflict


Hamilelik ve emzirme boyunca nasıl da canım çekti.. Sanki 100 yıllık tiryakiyim..

Wheels of Life

7 Ocak 2010 Perşembe

Mucizeler..

Benim mucizem beni ben yaptı sanırım.Onunla tamam oldum.. Okuyun Serdar Kuzuloğlu çok güzel yazmış..

http://mserdark.com/genel/dunyanin-merkezini-ancak-kesfediyorum

Hoş Geldin Bebek...

hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor kuşpalazı boğmaca kara çiçek sıtma
ince hastalık yürek enfarktı kanser filan
işsizlik açlık filan
tiren kazası otobüs kazası uçak kazası iş kazası yer depremi sel baskını
kuraklık falan
karasevda ayyaşlık filan
polis copu hapisane kapısı falan
senin yolunu gözlüyor atom bombası falan
hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor sosyalizm komünizm filan.

Nazım Hikmet / 10 Eylül 1961, Laypzig