29 Ekim 2008 Çarşamba

Nazım ın en sevdiğim şiirlerinden biri. Bu günlere günümüz Türkiye'sine ne kadar da yaraşıyor..

Dünyanın En Tuhaf Mahluku..

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Nazım Hikmet

Lara Arıoğul ve yeni hayata MERHABA



Bu gunden itibaren hayatla ilgili önemli bulduğum konuları herkesle paylaşmaya karar verdim.
Şu aralar dünyam karmaşık:Bebek bekliyorum. Minik Lara Ocak başında 2 kişilik ailemize katılacak.
Heralde en önemli ve yoğun gündemim bebek ve bebek bekleyenler hakkında olacak.
Bir süreliğine de böyle devam eder heralde- en azından ben normal dünyaya ve hayata dönene kadar..
Lara nın 29 haftalık ultrasonun videosundan kırptığım resmi yanda. Kime benziyor sorusuna binlerce türlü yanıt gelebiliyor. Kimselere benzemiyor heralde. 7,5 aydır suyun içinde yaşıyor, tombul ve şiş..
Sevgiler..